Donanmanın Bendeki Yansımaları

Bir donanma nedir? Sözlükteki tanımı "Bir devletin deniz kuvvetleri, savaş gemileri.". Peki, gerçekte donanma bundan mı ibaret? Donanma bundan çok daha fazlası. Donanma koruyucudur: Üzerine yığılmış silahlarla hasmını anavatandan uzak tutan caydırıcı bir kuvvettir. Donanma diplomattır: Şehrin açığında demirli bir harp gemisi yöneticlerin iki ülkenin ilişkileri açısından doğru (!) kararı vermesine yardımcı olacaktır. Donanma rol modeldir, lokomotiftir: ülke denizciliği için yeni bir şey yapılacaksa ilk adımı kendi atar diğerlerini adım atması için teşfik eder. Son olarak donanma ailedir: herkes birbirini tanır, herkes bir şeyin ancak beraber çalışırlarsa olacağını bilir, herkes yaşamasının yanındaki bağlı olduğunu bilir. Deniz kuvvetlerindeki herkes hem askerlik hem de denizcilik gibi iki zor mesleği birden sırtlamışlardır.

Türk donanması benim için hep müstakil bir yapı olarak gelmiştir. Kendi göbek bağını kendi kesen/kendi işini kendi gören, tek tabanca ve kendine has. Türk ordusunda Prusya/Alman ekolü hep baskın olmuştur. Buna karşın donanma geçmişten gelen Akdenizliliğini ve İngiliz danışmanlarla başlayan İngiliz ekolünü başarı ile harmanlamış ve bugünki o centilmen, entelektüel ve kibar deniz subay/astsubayı profilini ortaya çıkarmıştır. Amiral Souchon döneminde Almanlar her ne kadar donanmayı komuta etmeye çalışsada Türk bahriyesi ile Almanlar hiç birbirlerini sevemediler. Alman subaylar Türk denizcileri hor görürlerken Alman personel Yavuz'dan çıkmayı reddettiğinde Rauf Orbay torpidobot filosunun başına geçip gemiyi boşaltmaya zorlamayı, çıkmazlarsa batırmayı bile düşünmüş fakat Cemal Paşa kendisini durdurmuştu. Bu sürtüşmelerden sayısız örnek bulabilirsiniz. Herman Lorey'in "Türk Sularında Deniz Hareketleri" kitabını okuduğunuzda aradan onlarca yıl geçse bile Almanların Türk denizcileri küçük gördüğüne, aşağıladığına şahit olursunuz. Orbay'ın hayatını incelediğinizde onun yukarıda bahsettiğimiz centilmen kişiye örnek olduğunu görürsünüz. Öyleki 20'li yıllarda hala donanma içinde bir efsane ve rol model olarak görülüyordu. Donanmadaki bu ekol aynı zamanda onun müşterek harekat ve tatbikatlarda kolaylıkla adapte olup uyum göstermesini sağlamış ve kendine her zaman saygınlar arasında yer bulmuştur. Konumuza dönecek olursak donanma her zaman elindeki ile elinden gelenden daha fazlasını yapmayı başarmıştır. Eğer böyle olmasaydı ambargoların, ödeneksizliklerin, iftiraların ve kumpasların ardından dahada kenetlenmiş bir şekilde ayağa kalkamazdı.

Sadede gelecek olursak donanma her zaman kendisine değer verip destekleyenin yanında olmuş, pusulası Atatürk ve bilim olan bir kurumdur. Donanma entelektüellik ve kibar, zarif olan şeydir. Donanma benim huzur bulduğum ikinci evimdir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar