Donanmanın Hayaletleri

Askeriye içerisinde hayalet hikayeleri her zaman anlatılmaktadır. Özellikle erlere anlatılan bu hikayeler erlerin nöbet yerlerinde geçmekte ve onların nöbette uyumalarını engellemektir. Örnek olarak Kıbrıs'ta anlatılan barış harekatı sırasında Rumlar tarafından başı kesilerek şehit edilen bir yüzbaşının hayaletinin hala dolaştığı hikayesidir. Olayın aslı yoktur. Şimdi size anlatacağım şeyler ise erler korksun diye anlatılan değil, farklı zamanlarda aynı yerde görev yapan birçok subay ve astsubayın gördüklerini söyledikleri hayaletlerdir. Normalde hayaletlere inanmayan kişilerin anlattıklarını aktaracağım.

İlk anlatacağım Heybeliada'nın Sarı Kız'ı. Deniz Lisesi iki kısımdan oluşmaktadır. Sahilde görülen ve ilk yapılan binalar ve üst tarafta yapılan hazırlık sınıfları ve yatakhaneler. Olay sayısız kez üst tarafta gerçekleşmiştir. Burası binalar yapılmadan önce küçük bir kilisenin ve Rum mezarlığının olduğu bir yerdir. Kilise hala ayakta fakat mezarlığın yerinde bahsettiğim binalar mevcut. Burada geceleri birçok korku filminde gördüğümüz sarı elbiseli küçük bir kızın görüldüğü anlatılmakta. Görenlerin çoğu bu küçük kızın iç çekerek ağladığı ve bina bahçesinde dolaştığını anlatmakta. Bir öğretmen subay bana gördüğünü anlatmıştı. Onun gördüğü gün başka bir öğretmen subay komutanım mesai bitiminde odasını kitleyerek çıkıyor. Odasından sabaha kadar oyun oynayan çocuk sesleri duyulmuş. Farklı dönemlerde okulda görev yapanlar da gördüklerini söylediler.

İkinci vaka TCG Ertuğrul'da duyulan çığlık sesleri.
1954 yılında Amerikan donanmasında hizmete başlayan gemi Pasifik Okyanusu'nda çeşitli görevlere katıldıktan sonra Vietnam Savaşı'na katıldı. Tüm hikaye burada başlıyor. Bu savaş sırasında çıkarma esnasında kapak üzerindeki askerler çıkacağı sırada makineli tüfekle yoğun bir ateş açılmış, bu ateşte kapak üzerindeki 7 askerin feci şekilde öldüğü anlatılmakta. Bu gemide görev yapan hemen hemen herkes gemide bu 7 askerin çığlıklarının duyulduğunu anlatmakta. Sesler özellikle geminin alt güvertelerindeki er mangalarında yani dinlenme alanları ve kamaralarda seslerin duyulduğu ve askerlerin buralara pek girmek istemediği söylenmekte. Makine dairesinde de bu seslerin duyulduğu anlatılmakta. Bazıları gemi tarihçesini bilmediklerinden bu erlerin Kore Savaşı'nda hatta daha da abartıp Normandiya çıkarmasında öldüklerini anlatmakta.

TCG İskenderun'da anlatılan olayda bir er yakıt ikmali sırasında kaza sonucu yanarak şehit olmuş. Bu erin hayaletinin zaman zaman makine dairesinde ve şaft yollarında dolaştığı ve denk geldiklerine "Ben iyiyim komutanım." dediği anlatılmakta.

Son anlatacağım olay ise pek bilinmeyen bir olay. Dolmabahçe'deki Deniz Tarih Arşivi binasında yaşandı. Bana anlatılan girişteki nöbet kulübesinde nöbet tutan personel kamerada kimse görünmediği halde birinin tüm ışıkları kapadığı. Nöbetçi uzman çavuş ışıkları yakıp kabine döndüğünde ışıklar tekrar sönmüş. Başka bir gece ise kulübenin önünde bekleyen uzman çavuşun bir anda bir şey tarafından iteklenerek kabine çarpılması olayıdır. Bu olaylar ben oradan ayrıldıktan sonra yaşandı. O binada yanlızken böyle bir olay daha yaşanmamışken huzursuz hissettiğimi hatırlıyorum. Bir seferinde üst katta çalışırken komutanın konuşmasını duymuştum fakat komutan oraya hiç gelmemişti.

Bildiğim hikayeler bunlar. Eminimki bu yazı paylaşıldıktan sonra yaşayanlar hikayeleri bana yazacaklardır.

Yorumlar

  1. Zamanında benzer bir hikayeyi de TCG Zafer gemisi için duymuştum. Gemi makine dairesinde cinlerin olduğu gibi bir hikaye anlatılırdı. Yine başka bir hayalet hikayesi adını hatırlayamadığım bir geminin makine dairesi firar bölümünde bir askerin kendisini asarak intihar etmesiydi. Hikayeler kulaktan kulağa olduğu için aklımda bu kadar kalmış. Sanırım biz bahriyeliler hikaye anlatmayı ve uydurmayı seviyoruz.

    Esenlikler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar