Bir Sovyet Deniz Subayının Günlüğü (Bölüm II)

1995 Amerika'nın Doğu Sahilleri, North Queen Araştırma Gemisi

NaviSAR şirketi araştırma gemisi North Queen ile uzun yıllar boyunca pekçok farklı noktada deniz tabanı taraması ve sualtı arkeolojisi faaliyeti yürüttü. Kağıt üzerinde derinlerde gizlenen sırları açığa çıkarıyor ve bilime hizmet ediyorlardı. Tabii yerseniz... Asıl amaçları batık gemilerdeki kasaları, değerli navlunu ve hazineleri elde etmekti. Bazen koleksiyonerler için batıklardan dümen, top, demir ve çan gibi özel parçalar çıkarıyorlardı. Bazen şanslı günlerindeyseler özel muhafazası içersinde tablolar buldukları da oluyordu. Şimdiki araştırmaları İkinci Dünya Savaşı'nda Almaların Amerika sahillerindeki denizaltı faaliyetleri hakkında bilgi toplamaktı. Tahmin edersinizki bu asıl hedefleri değildi. Tamam denizaltıları arıyorlardı fakat batırdıkları Amerikan gemileri çok umurlarında değildi. Asıl olay denizaltılar içerisinde bulunma ihtimali olan kayıp Nazi altınlarıydı. Ek olarak koleksiyonerlere satılabilecek Enigma ya da seyir jurnalleri gibi objeler elde edebilirlerdi. Gemide bir kurtarma çanı bulunuyordu. Eğer denizaltı içini su basmadan sarnıçlarından aldığı hasar nedeniyle battıysa bu çanla içerisine girebileceklerini düşünüyorlardı. Daha önce 50 yıl önce batmış bir denizaltıya giren olmadı, üstelik oldukça tehlikeli fakat kazancı yüksek olduğundan bu kumarı oynamaya değerdi. Yan taramalı sonar ile dip taranırken önce iki uskundra belirdi. Sonra git gide genişleyen bir gövde. Denizaltının silüetini daha iyi görmek için üzerinden defalarca geçtiler. Sonunda tüm ekip ekranın başında toplanmış ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Sualtı arkeologları, eski denizaltıcılar, deniz tarihçileri ve araştırmacılar... Bu bir U-boot değildi. Hiç birinin daha önce görmediği bir sınıfa ait  bu denizaltı yaklaşık 50 metre uzunluğunda, Birinci Dünya Savaşı'nda kullanılan larvacık denilen denizaltılar gibi bir kulesi olan ve güvertesinde bir denizaltı için fazla büyük radarı olan bir denizaltıydı. Amerikan donanması 1945'den sonra ellerinde fazlaca bulunan denizaltılara test amaçlı devasa radar ve tespit cihazları takıyorlardı fakat bu Amerikan teknolojisine benzemiyordu. Gövdede bir yara tespit edilmedi. Dik bir pozisyonda duruyordu ve güvertesindeki kaporta çan ile kenetlenmeye uygundu. Çanın hazırlanmasına karar verildi. Böylelikle gizem çözülecekti. Devam edecek...