Birkaç şey üzerine

-Etrafımızda git gide artan bir savaş tehlikesi var. Herkes birbirini tehtid ediyor. Tek geri adım atan yok. Sonuçta savaşa kendileri gitmeyecek. Antik Yunan'da şehir devletlerinde en zor alınan kararlardan biri savaş kararıymış, çünkü savaş kararını oylayanlar ya kendileri savaşa gideceklerdi ya da oğullarını göndereceklerdi. Spartalı annelerse oğullarına "ya kalkanınla dön ya da kalkanının üzerinde" diyorlardı. Spartalılar yok olup gittiler.  Bir sürü asker tanıyorum. Düşünüyorum da olası bir savaşı desteklemem ağabeyim, kardeşim dediklerimi kendi elimle ölüme yollamak. Bir yerde oturup içtiğin kahveyi kendi elinle acı bir hatıraya çevirmekten başka bir şey değil. Bir seferinde bana küçük kızı için artık kardeşin sayılır demişti. O gün ufaklığa boya kalemleri almıştım. Savaşı desteklemek kardeşini babasız bırakmaya denk bir şey. Bazı ahmaklar her şeyde savaş sebebi olacak alt mesaj arıyor. Bu kişilere bakıyorsun onlar için silahlar bir hobi, askerler bir sayı. Onlara göre savaşa girmek basit bir şey. Onların açısından bakınca askerler insanlıktan çıkmış, duygusuz öldürmeye programlanmış "şeyler". Merhamet edemez, sevemez, ağlayamaz, eğlenemez vs vs. Savaş ve Barış'ta Prens Andrei'nin savaş hakkında dedikleri iyi bir özet "İşte başladı! Ne kadar muhteşem ve ne kadar korkunç!" Bütün bunlara karşın "Zeytin dalı ve defne çelengi arasında seçim yapma serbestliği olduğunda, bir savaş ilanının köleliği ve yıkımı ancak geçici olarak erteleyebileceği sıkıntılı zamanı beklemektense, bir saldırı savaşına girişmek daha iyidir."der Büyük Friedrich. Ben Atatürk'ün sözünü daha çok seviyorum: "Zaruri olmadıkça savaş bir cinayettir."

-Size hiç ilham geldi mi? Önce kuvvetli bir his göğsünüze dolar sonra zihninizin içinde dolaşanları sayıklamaya başlarsınız içinizden. Rahat durmaz dışarı çıkmak ister. İşte en önemli an bu andır. Onu dışarı nasıl saldığınız akıbeti için önemlidir. Eğer birden ağzınızdan çıkarsa önce şiirselliğini kaybeder ardından da büyüsü bozulur, manasız bir fikre dönüşür. Zihninize salın önce onu. Dolaşsın, dolaştıkça zihninizde bulunan diğer şeylerle birleşsin, şekillensin birde bakmışsınız ilk hâlinden eser yok. Şimdi daha az kusurlu ve ağzınızdan çıktığında manasını yitirme ihtimali daha düşük. Yerinizde olsam bu aşamada da dile getirmezdim. Bir kağıda, deftere yazar /çizer üzerinde oynamaya devam ederdim. Bir süre sonra defterde son halini alacaktır. Bu saatten sonra isterseniz anlatın, isterseniz tuale aktarın. O göğse dolan his yok olmadıkça o sizin periler tarafından hediye edilmiş, kusursuz şaheserinizdir. Herkes bu fikirde olmayacak. Aldırmayın. Çünkü onların göğsüne dolan bir umut, aşk, sempati, aşk, öfke ya da nefret yok.

-İnsan tanrıdan ne istediğine dikkat etmeli. Tanrı iki dileğimi gerçekleştirdi ama onları dilediğime o kadar pişmanım ki. Bir şey dilerken iki kez düşünmek gerek. İlk dileğim yoğun okuldan dolayı film projesinde yaza kadar bana bir görev verilmemesiydi çünkü iki şeyi aynı anda yapamayacaktım. Hatta İngilizce kursum ve ales sınavını da katarsak dört şeyi aynı anda yapmam gerekecekti. Bu dilekten birkaç hafta sonra projede geriye çekildiğim haber verildi. Dileğimi unutarak buna çok üzüldüm. Tüm planların içindeyken bir anda geri çekilerek danışmanın danışmanı konumuna düşmüştüm. Diğer dileğimse kitabın okuldan mezun olduktan sonra çıkmasıydı. Bunun nedeni bazı kişisel nedenlerdi. Sabırsızlığım nedeniyle buna da pişmanım. Bannerlord oyunu gibi oldu kitap. Sürekli yakın zamanda çıkacağı söyleniyor ama bir türlü o yakın zaman gelmiyor. İnsan tanrıdan bir şey dileyecekse gerçekleşince ne yapacağını da düşünmeli.

-Benim için sonun başlangıcı kapıda. Okul bitiyor. Başvuru tarihleri nedeniyle bu yıl yüksek lisansa başvuramıyorum. Kafamın içinde kehanet gibi dolaşıp duran bir şey var. Başvuruları beklerken alanım dışında bir işe başvuracağım ve çok uzun yıllar bu işi yapıp tarihten uzaklaşarak bir daha ortaya bir çalışma koyamayacağım yönünde. Bir kez bırakırsam yeniden başlamanın gücünü kendimde bulamayacağımı görüyorum. Şunu çevremdekilere de defalarca itiraf ettim. Kendimi dışarıdan göründüğü kadar deniz tarihine yetkin bulmuyorum. Ciddi bir şekilde çalışan biriyle mukayese edildiğinde amatörlüğüm ve eksikliğim meydana çıkıyor zaten. Belli konu ve şeyler etrafında dönüp duruyorum sadece. 

Yorumlar

  1. Çok zor konular. Üzerine söylenecek bir şey bırakmamışsın. İnsanlar hiçbir zaman laftan anlamıyorlar, senin için tutku olan bir konu para getirmiyorsa hiçbir önemi kalmıyor, yap ama hobi olarak yap deyip geçiyorlar. En çok da insanın en yakınları yapıyor bunu. Zor bir kararın eşiğindesin, ama sanırım bırakırsan olacaklar konusunda sana katılıyorum. İnsan bir kere koptu mu gerekçelerinin bulmakta zorlanmıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar