Mülteci Botu

Ege Denizi çok uzun zamandır yasadışı göç olaylarına sahne olmakta. Savaştan ve terörden kaçan insanlar Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçmek için şişme botlarla ya da eski balıkçı tekneleri ile -Yakalanmamak için lüks tekne kullanmaya kalkıp yakalananlar da oldu.- Yunanistan'a ilerlemekteler. Bu botların fırtına, kapasitenin üzerinde yolcu bulunması yüzünden batması ya da onları Avrupa'ya götürmek için paralarını alan kişilerin tekneyi batırması ve Yunan sahil güvenliğinin botlarını batırması sonucu her yıl birçok insan umuda yolculuğunda yaşamını yitirmekte. Türk Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı hem yasadışı faaliyetlerin önüne geçmek hem de can kayıplarını önlemek için var güçleriyle çalışmaktalar ve bu çalışmalar olumlu sonuçlar vermekte. 

Dün twitter hesabım üzerinden takipçilerime bu mülteci botları hakkında bir soru yönelterek anket yaptım. 481 kişinin katıldığı ve 24 saat süren ankette katılımcılara "Varsayınızki bir tekneniz var ve Ege'de seyrediyorsunuz. Bir mülteci botu ile karşılaştınız. Bu botu sahil güvenliğe bildirir misiniz? Gerekçenizi bildiriniz." sorusunu yönelttim.

Anket uzun süre %70'e %30 oranında devam etti ve %61 Bildiririm, %39 Bildirmem oranıyla sonuçlandı. Bildiririm diyenler ve bildirmem diyenler kendi içlerinde de ayrıldılar. Bildiririm diyenler yasadışı göçle mücadeleye destek/hudud güvenliği ve olası bir kazada can kayıplarının yaşanmaması için vicdanen ve denizciliğin örf/ananeleri gereği sahil güvenliğe bildireceklerini söyleyenler olarak ayrıldılar. Bildirmeme taraftarı olanlar ise ülkede mülteci istemedikleri için gitmelerine müdahele etmeyeceklerini ve umuda yolculuklarını engelledikleri takdirde umutlarını yok ettikleri için vicdanen rahatsız olacakları için bildirmeyeceklerini söyleyenler olarak ikiye ayrıldılar. Bu iki grubun dışında eğer teknenin durumu iyiyse bildirmem kötüyse bildiririm şeklinde koşullu cevap veren katılımcılar oldu. Bu anket ülkemizde mültecilere farklı bakış açılarını görmek için iyi bir örnek oldu diye düşünüyorum.