İlk seferde

Biliyorum sürekli kitap hakkında konuşuyorum ve basılmamasından şikayet ediyorum. Son iki haftada olanlarsa bana böylesinin çok daha iyi olduğunu gösterdi. Artık kitabıma bir yıl öncesinden daha çok güveniyorum. Bir kaynakçası vardı ama artık dipnotları da var. Öfkeyle yazılmış bölümler artık haklılığını daha sakin ve daha çok örnekle açıklıyor. Diğer bölümler artık daha akıcı. Batmış bir denizaltıdan nasıl kaçılacağını ya da personelin nasıl kurtarılacağını uzmanlarından dinledim ve gözden kaçırdığım noktaları bana gösterdiler. Belli mi olur belki bir kaç haftaya bir komodordan tebrik mesajı alırım. Subaylar bu son halini oldukça beğendiler. Çok kişi bu kitap yüzünden kahrımı çekti. Her zaman arkamda duran kişileri hayalkırıklığına uğratmayacağıma bu sefer daha çok inanıyorum. Benimle dalga geçenlere hücum edecekleri gedikleri tek tek kapadım. 

Ne için çıktım bu yola? Saptığım amacıma tekrar döndüm. Tek amaç bir kitap yayınlatmak mıydı? Hayır. Bir tarihçi gözüyle, derli toplu şekilde olayı anlatmaktı. Bu konu açıldığında herkes elindeki yapboz parçasını gösteriyordu. Ben bu parçaları birleştirmeyi amaçladım. Tarih ders çıkarmak içindir. Belki okuyan biri köprüüstünde o zor zamanların birinde Lorentzon'un ya da Çelebioğlu'nun yaptığını yapmaması gerektiğini hatırlayacak. 

İyi ki ilk seferde basılmamış. Ben hatalarımı gördüm, amacımı hatırladım ve yeni insanlarla tanıştım. İşte şimdi içim rahat.

Belki de bu basılmaması gereken bir kitaptır. Bitmemesi gereken yol gibi. Odysseus'un karısı Penelope'nin her gece gizli gizli çözdüğü dokuması gibi. Bu bir yılda öğrendiklerim kitabın satışından kazanacağımdan daha değerliydi.