Türk Sularında Deniz Hareketleri: Detaylı Bir Kaynak Mı, Yoksa Yanlı Bir Hatırat Mı?
Alman Amiral Hermann Lorey
tarafından 1928 yılında yazılan kitap 1936 yılında Deniz Yarbay Tekirdağlı H.
Sami tarafından tercüme edilerek Deniz Matbaası Komutanlığı – bugünkü ismiyle
Deniz Basımevi Müdürlüğü – tarafından basıldı. Kitap 1914 yılında SMS Goeben ve
SMS Breslau gemilerinin Akdeniz’de İngilizler tarafından takip edilmeleri ve
Çanakkale Boğazı’ndan içeri girmeleri ile başlayarak 1918 yılındaki İmroz Deniz
Savaşı sonrasındaki birkaç aylık dönemle birlikte 4 yıllık bir süreci
anlatmaktadır. Lorey’in yazdığı her bölümden sonra çevirmenin o bölüm
hakkındaki nokta-i nazarı bulunmakta. Bu kısımda Tekirdağlı Sami hem o bölümü
yorumlamakta hem de eksik ya da yanlış bulduğu kısımlar hakkında ekleme,
düzeltme ve yalanlamalarını yapmakta.
1914-1916 yıllarını kapsayan
dönemde genellikle Çanakkale Savaşları üzerine eğilinirken bu kitapta
madalyonun öteki yüzü anlatılıyor. “Çanakkale Savaşları sırasında ve Birinci
Dünya Savaşı sırasında Türk donanması neredeydi?” sorusuna en detaylı şekilde
verilen cevaplardan birisidir ve bu konu hakkındaki nadir kitaplardan
birisidir. Karadeniz ve Marmara’da yapılan harekâtlar, Rus filosu ile çatışmalar,
kömür nakli ve naklin güvenliğinin sağlanması hususunda ayrıntılı bilgi
verilmekte. Kömür nakli ve gemilerin kömür ikmali kitapta fazlasıyla yer işgal
ediyor. Bir süre sonra bu konuda bir tekrara girildiği hissi uyandırıyor. Bir
mayın harbi uzmanı olan ve daha sonra Beyaz Ordu komutanlığı yapacak olan
Amiral Kolçak’ın -Kendisinin atalarının Hotin'de kale komutanı bir Türk
olduğu ve torunlarının daha sonraları Rusya'ya göç ettiği söylenir – Rus Karadeniz Filosu amirali
olarak atanması hakkında sadece bir satır ile ismi dahi zikredilmeden
bahsedilmesi bir eksiktir. Kolçak’ın emriyle dökülen mayınların donanmamıza
verdiği tahribat oldukça önemlidir. Sadece İstanbul Boğazı girişine binlerce
mayın dökülmüştür. Aynı zamanda Zonguldak ve İstanbul arasındaki rotada
mayınlar ile kirletilmiştir. Diğer bir yandan Kolçak’ın emrinden çıkıp ihtilale
katılan gemilerin Türk donanması ile kurduğu iletişim üzerinde çok durulmadan
geçilmiştir. Yarbay Sami’nin bu fasıl hakkındaki yorumunda ikisi hakkında daha
çok bilgi bulunmaktadır.
Amiral Lorey bize madalyonun
öteki yüzünü göstererek farklı bir bakış açısı ve yeni bir çalışma sahası
sunuyor ama bunu yaparken yanlı bir tutum takınıyor. Anlatımını ağırlıklı SMS
Goeben ve SMS Breslau gemileri üzerinden yapmakta. Tüm başarılı harekâtların
Alman danışman subaylar sayesinde olduğu iddia etmekte. Türk mürettebat ve gemi
komutanlarının deniz tutan, denizcilik ve teknik bilgiden uzak, disiplinsiz
kişiler olarak lanse etmekte. Alman danışmanlardan önce bulunan İngiliz danışmanların
yaptıklarını yok saymaktadır. İngiliz bahriyesinden geçen ve Türk bahriyesinde
önceden beri bulunan bazı gelenekleri disiplinsizlik olarak adlandırmıştır. İngiliz
ekolünden gelen Türk subaylar ile büyük anlaşmazlıklar ve sürtüşmeler
görülmektedir. Bu kitapta anlatılmasa da Alman Mürettebatın Yavuz ve
Midilli’den ayrılmayı reddetmesi gerilime yol açmış, Rauf Orbay Bahriye Nazırı
Cemal Paşa’dan Torpidobot filosu komodorluğuna getirilerek Yavuz Zırhlısını
Torpidobotlar ile kuşatıp Alman personeli tahliyeye zorlamayı teklif etmişti.
Bu istek Cemal Paşa tarafından reddedilmişti. Gemilerin temiz olmadığını ve bit
salgınlarının sıklığından şikâyet etse de bunların asılsız olduğunu Yarbay Sami
delilleri ile çürütmektedir. Gemilerin temiz olmayışına karşın Yarbay Sami Türk
donanmasındaki Beyaz mendil ile mahallerin temizliğinin kontrol edilmesi
geleneğini hatırlatmaktadır. Ayrıca Türk personeli deniz tutmak ve açık denizde
iş görmezlik ile suçladığı bölümden hemen sonra Yarbay Sami bu olayı şu sözler
ile eleştiriyor: “Madem kendi askerleriniz denize bu kadar alışkın, Donanma
komutanı Amiral Souchon Erdek’ten İstanbul’a Torpidobot ile dönerken niçin
deniz tutması sonucu kendi nişanları üzerine istifra etti?” Ayrıca Lorey batan
gemilerimizde suçu Türk mürettebata atarken, komutanı ve personeli Alman olan
Midilli Kruvazörünün ve kendisinin danışmanlığını yaptığı Barbaros Hayreddin
Zırhlısının batışlarında mürettebatın elinden gelenin en iyisini yaptığını
yazmaktadır. Kitapta uzun bir müddet Türk filosundan çok Alman denizaltılarının
Karadeniz faaliyetleri bahsedilmiştir.
Türk Sularında Deniz Hareketleri
Türk donanmasını 1914-1916 yılları arasında yaptıklarını gösteren detaylı bir
kaynak lakin İngiliz ve Alman ekollerinin çatışması sonucu ortaya çıkan yanlı
anlatım sebebiyle teyit edilmeden kullanılması sakıncalı bir metindir.
Yorumlar
Yorum Gönder